Stefan Zweig
Stefan Zweig, 1881’de Viyana’da doğdu. 1913’te Salzburg’a yerleşti. Salzburg yıllarında ünü dünya çapında yayıldı. Birinci Dünya Savaşı’nın yarattığı yıkımın, Avrupa kültürünün kurtarılmasıyla giderileceği yönündeki coşkulu iyimserliği Nazilerin iktidara gelmesiyle büyük bir hayal kırıklığına dönüştü. Kitapları yakıldı, yayınevleri kitaplarını basmaz oldu. 1934’te evi Gestapo tarafından basılınca, önce İngiltere’de sonra da Brezilya’da sürdüreceği sürgün yaşamı başladı. Brezilya’nın dağ kasabası Persepolis Zweig’ın son durağı oldu. Satranç kitabını burada yazmaya başladı. İnandığı, düşlediği Avrupa’yı yitirmenin, yurdundan, dilinden, evinden sürgün edilmenin acısıyla 1942’de karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Üç Büyük Usta (1920); Kendileriyle Savaşanlar (1925); Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar (1928) adlı eserlerinde, Dostoyevski, Tolstoy, Dickens, Balzac gibi yazarları ölümsüzleştirdi. İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar’ın yazarı, insanlığın yıldızının söndüğü anlara tanıklık etmişti. Dünün Dünyası’nda “Ancak aydınlıkla karanlığı, savaşla barışı, yükselişle alçalışı yakından tanımış olan kişi, hayatı gerçekten yaşamış sayılır” diyen Stefan Zweig hayatı gerçekten yaşamıştı.