Anlatacaklarıma Kulak Ver Seti
- Kitap Hakkında
- Yazar Hakkında
- Değerlendirmeler (0)
Gülseren Budayıcıoğlu ve iki farklı kadın yazardan derinden etkileyici üç kitap.
Camdaki Kız
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu
“Küçükken çekilen acıların ateşi kolay sönmüyor, kolay unutulmuyor ve izlerini hayatımız boyunca üstümüzde taşıyoruz.”
Aşk yakıyor
Ayrılık kavuruyor
Aldatılmaksa hep çok acıtıyor…
Bize çocukluk acılarını tekrar yaşatacak kişileri gözünden tanır, başkasına değil, ona âşık oluruz. Hayat onu kendi ellerimizle buldurur bize.
Kaderimiz aslında doğduğumuz evlerde yazılır. Yine o evlerde yaralanır, o yaralarla büyür, sonunda o yaraların bizi götürdüğü yere gideriz. Ancak mutluluk her zaman o yolda değildir…
“Bu kitapta her zamanki gibi gerçek bir yaşam hikâyesi anlatacağım sizlere. Hep lüks içinde yaşamış ama kaderi daha baştan kötü yazılmış Camdaki Kız ile bir varoş çocuğunun aşk hikâyesi bu.”
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu
Zamanın Durduğu Yer
Ülker Üner
Çünkü geçmiş yakasını bırakmadan, geleceğe varamıyor insan.
“Nerede başladı her şey? Tam bir yıl önce, bugün mü? Küçük ama düzenli dünyamı o gün mü altüst ettim ben?” Şimdi bu otel odasında, uyku ile uyanıklık arasında gidip geldiği şu anda, aklından bunlar geçiyordu. “O gün” diye düşünüyordu Eylül, “Eğer o gün yürümeye karar vermeseydim, şu anda nasıl olurdu acaba hayatım? Yine bu otel odasında olur muydum? Yine kesişir miydi onunla yolum?” Kendi halinde bir evlilik ve iş hayatının içinde huzurla yaşayıp giderken uzun yıllardan sonra çocukluk arkadaşı Elif ile karşılaşır Eylül. Bu karşılaşma, asla hatırlamak istemediği geçmişini gün yüzüne çıkarır. Ve ardından yeni bir iş teklifine sebep olur. Çok geçmeden de hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği bir yerde aşkı çıkarır karşısına, Deniz’i… Eylül bir anda bağlandığı Deniz ile karşı koyamadığı bir aşkın içine sürüklenirken hayatın başka planları, zamanın açığa çıkarmak için beklediği sırları vardır…
Aşka, iş hayatına, insanın içinde gizli kalmış sırlara, verilen ve verilmeyen kararlarla bir anda yönü değişen, birbirine teğet geçen hayatlara dair bir roman.
Ağlamak Yok
Nilgün Öneş
“Söylediklerimi anladın mı?” diye sordu. Başımı salladım. “Kendini tutma, ağlamak istiyorsan ağla. Bu iyi gelir” dedi. Neden ağlamam gerektiğini sordum. “İnsan çok sevdiği birini kaybedince ağlar, bu normaldir” dedi. “Ama onunla ileride buluşacağımızı söyledin?” dedim. Evet, buluşacakmışız ama bu çok uzun zaman sonra olacakmış. Ben önce okullarımı bitirip bir meslek sahibi olarak hayata atılacak, sonra evlenip çoluk çocuğa karışacakmışım, sonra torunlarım olacakmış, mutlu ve güzel bir hayat yaşayacakmışım ve ondan sonra annemle buluşmanın zamanı gelecekmiş. “O kadar bekleyemem” dedim. Hayretle yüzüme baktı. “Bekleyemez misin? Ne demek bekleyemem?” diye sordu. “Gidip onu gittiği yerde bulacağım ve geri getireceğim” dedim. Belleklerimize kazınmış pek çok ünlü dizinin senaryo yazarı, grafik tasarımcı Nilgün Öneş, Ağlamak Yok!’ta içe dokunan bir hikâye anlatıyor bize. Son sayfasını kapattığımız anda özlemeye başladığımız bir kahraman yaratıyor. Sahici duyguları olan, bizde de sahici duygular uyandıran bir roman...
- 5
- 4
- 3
- 2
- 1