600 TL ve üzeri alışverişlerinizde KARGO BEDAVA

Lüzumsuz Adam
Ön Okuma

Lüzumsuz Adam

Sait Faik Abasıyanık

36,00 TL
- +
Kargo 600 TL üzeri KARGO BEDAVA!
Siparişleriniz 1 İŞ GÜNÜNDE KARGODA!
Stok Durumu: Stokta var
  • Kitap Hakkında
  • Yazar Hakkında
  • Değerlendirmeler (0)
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 104
Baskı Tarihi: January 2025
Ebat: 13.5x19.5 mm
Barkod: 9786256162983

Her insandan korkuyorum. Kimdir bu sokakları dolduran adamlar? Bu koca şehir, ne kadar birbirine yabancı insanlarla dolu. Sevişemeyecek olduktan sonra neden insanlar böyle birbiri içine giren şehirler yapmışlar? Aklım ermiyor. Birbirini küçük görmeye, boğazlaşmaya, kandırmaya mı? Nasıl birbirinden bu kadar ayrı, birbirini bu kadar tanımayan insanlar bir şehirde yaşıyor?

Denizi, vapuru, adası, mahalle kahveleri, salaş meyhaneleri, bohem pasajları, Ermeni balıkçısı, topal martısı, Lüzumsuz Adam’ı, sokak köpekleri, bin bir hüznün oynaştığı günbatımları, gün doğmadan sokakları dolduran ameleleri, paydos saatlerinin umutsuz memurları, rakı şişesinde balık olan şairleri, neşeli kumpanyaları, sokakları utangaçça adımlayan yoksul çocukları, gayrimüslimleri, yalnızlığına ortak ettiği küçük insanlarıyla İstanbul’u yazdı Sait Faik, İstanbul oldu.

Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik Abasıyanık, 18 Kasım 1906’da Adapazarı’nda doğdu, ço¬cuk¬¬luk yıllarını Karamürsel ve Adapazarı arasında geçirdi. İlkokula Rehber-i Terakki’de başlayan Sait Faik, ailesinin İstanbul’a taşınmasıyla İstanbul Erkek Lisesi’ne devam etti. Ancak toplu bir disiplin cezası nedeniyle Bursa Erkek Lisesi’ne nakledildi ve 1928 yılında buradan mezun oldu. İlk öyküsü “İpekli Mendil”i Bursa’da, bir edebiyat dersi ödevi olarak yazdı.

1929’da “Uçurtmalar” başlıklı yazısı Milliyet gazetesinde yayımlandı. İstanbul Darülfünunu’nda (günümüzde İstanbul Üniversitesi) birkaç yıl edebiyat okuduktan sonra Fransa’ya giderek Grenoble Üniversitesi’nde bir süre eğitim aldı. Ancak akademik disipline pek de uygun olmayan mizacı, onu bambaşka yollara sürükledi. 1934’te İstanbul’a döndü ve öyküleri Varlık, Ağaç, Servetifünun-Uyanış, Ses, Yeni Ses, Yaprak, Yenilik gibi dergilerde yayımlanmaya başladı. İlk kitabı Semaver, 1936’da yayımlandığında Türk hikâyeciliğine yeni bir soluk getirmişti. Ardından Sarnıç (1939) ve Şahmerdan (1940) gibi eserleriyle edebiyat dünyasında kendine özgü bir yer edindi.
Babasının 1938’de vefatından sonra, annesiyle birlikte Burgaz¬ada’daki köşke yerleşti. Bu küçük ada, onun edebiyatındaki insan ve doğa gözlemlerinin en büyük ilham kaynaklarından biri oldu. İstanbul’un kenar mahallelerinden balıkçılara, esnaftan ada sakinlerine kadar herkes, onun öykülerinde birer kahramana dönüştü.
1940’lı yıllarda siroz hastalığına yakalanan Sait Faik, bu zor sürece rağmen yazmaktan vazgeçmedi. Öykülerinde İstanbul’un ve insanının renklerini anlatmayı sürdürdü. 1953’te Amerika’daki Mark Twain Derneği’ne onur üyesi seçilerek uluslararası takdir kazandı. Ancak yaşamı, 11 Mayıs 1954’te, henüz 48 yaşındayken sona erdi.

Vasiyetiyle eserlerinin telif haklarını ve malvarlığını Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışladı. Onun anısını yaşatmak amacıyla 1955’ten itibaren “Sait Faik Hikâye Armağanı” düzenlenmeye başlandı. Bu ödül, Türk öykücülüğüne yıllardır değerli isimler kazandırmaya devam ediyor.

0 Değerlendirme
  • 5 Puan 5
  • 4 Puan 4
  • 3 Puan 3
  • 2 Puan 2
  • 1 Puan 1